23 Kasım 2007

hadee...

az önce elektrikler gitti. Geldi sonra. İlginç olan, Ankara'nın bir çok semtinde aynı anda gitmiş olması... Bir an "Melih bey el feneri işine mi giricek" diye düşündük ama değilmiş...

21 Kasım 2007

feysbuk ve oturdugumuz yerden sosyal patlama...

Ne tuttu arkadaş Facebook da ha... Geçen gün ortaokul öğretmenimi gördüm. Valla. Adam ilgilenmiş demek ki...

Hazır mevzu Facebook'tan açılmışken, kardeşim toplumsal olaylara tepki göstermek için benim profilimi didiklemeniz neden? Hadi günde bin tane kurtadam, kurta dam, kur tadam davetiyle boğuşuyorum zaten, şimdi bir de "Profil resmini bayrak yapmayan şüphesiz ki acıların en büyüğünü tadacaktır" tarifesi çıktı. Tamam, yaptım diyelim, sizin muhatabınız benim profilimi, sizin profilinizi, grubunuzu falan nerden görecek? Hayatımda böyle ezik protesto görmedim, "Oturduğumuz yerden iki tıkla protestomuzu yapalım, vicdanımızı rahatlatalım" oh, ne ala memleket... hiç o ekrandan kafanı kaldırıp sokakta bişeylere bağırmışlığınız var mı?

yok tabii, Allahın prötestöcüsü seni...

oyun değil dert lan...

Arkadaş Thief: Deadly Shadows kurdum en son üç ay önce, hadi işten güçten oynayamadım tamam da, "cradle" bölümüne geldim, oynayamıyorum kardeşim. Aha az önce açtım, baktım baktım, "eeh" dedim tırstım bıraktım yahu... Sadece arka plan seslerinden ha... Şifresi de yok ki oyunun bölüm atlayayım...

Kim lan bu adam?

Seetharaman Narayanan kadar ismi bilinen başka biri daha var mı acaba grafik tasarımcıları aleminde? Kim mi o? Grafikere sorun. İsmi mutlaka aşina gelecektir.

"Sarışın bombe Banu Alkan"

"Seni ben Victorinox'sun diye mi sevdim?"

Ne kadar büyük olursa olsun masamın üstü hep dağınık. Ne acaip lan...

Ne ara evlendiniz de aldattınız be?

Dün gece rüyamda sabaha kadar "BEN SANA DEDİM FERMAN! DUDAKTAN ÖPÜŞÜYOLAR FERMAN!" diyen bi kadınla boğuştum. Sonra Bülent Ersoy kurtardı beni. Bu sefer de o "övlenelüm sönünle" dedi, kan ter içinde uyanmışım...
"Her millet hak ettiği şekilde yönetilir" milli atasözümüz olsun kampanyası...
Minibüste ya da otobüste yer verdiğim bütün güzel kadınlar beni centilmen sanıyorlar ama sebep bambaşka...

Çek ellerini

Çok sevdim ben bu fıkrayı:

Adam gözlerini açarken zorlanıyordu. ilk gördüğü komidinin üzerindeki bir kutu aspirin ve bir bardak suydu. Ayaklandı ve yatağının üzerine oturdu. Etrafına bakarken, dürülü ütülenmis kıyafetleri gözüne ilişti. Yatak odası toplanmış ve tertemiz olmuş. Aspirini eline alırken karısının bırakmış oldugu bir notu farketti: Aşkım, kahvaltın mutfakta hazır, ben evden erken çıktım, alışverişteyim. Seni seviyorum" Mutfağa doğru yöneldi. Gerçekten de kahvaltısı hazırdı ve gazetesi de masanın üzerindeydi. Oğlu da oturmuş kahvaltısını ediyordu. Babası oğluna sordu: "Oğlum, dün gece neler oldu?" Oğlu: "Ya baba, sorma, sen dün gece saat 3´e dogru eve geldin, zil zurna sarhoştun, neredeyse baygın bir şekildeydin. Bütün mobilyalara vurdun, ortalığı kırıp döktün, salona kustun ve nerdeyse kapıya doğru giderken gözünü çarpıp kör ediyordun" Babası şaşkın: "Peki oğlum, neden ortalık toplu ve kahvaltım hazır masada?" Oğlu: "Ha bunlar mi? Annem seni yatak odasına sürükleyip yatağa attı, ama tam pantolonunu çıkarırken, "Çek ellerini pis orospu, benim mutlu bir evliliğim var" dedin.

Akarsu

"Allah Barış Akarsu'ya rahmet eylesin ve ailesine de sabır versin" demekten başka bir şey elimizden gelmiyor ne yazık ki. Modern tıp çok gelişti tamam ama modern sinyalizasyon sistemlerini her yere uygulayacak modern bir zihniyet her yerde mevcut değil.

İt yaz 3000'e gönder çomağı hazırla.

Yerli TV kanallarında o "bilmemne yaz 30000'e gönder şu anda dinlediğin melodi cebine gelsin" altyazıları var ya, kim yazıyor onları? Bütün gün kanalı izleyip anında altyazı giren bir elemanları mı var? Varsa kaç para alıyo, vardiya usülü mü çalışıyorlar, hakkaten merak ettim.